Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade
25 Eylül 2025

Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

ile Elmadil Online İngilizce Kursu

İngilizce konuşurken doğal ve akıcı bir tona sahip olmak, sadece kelime ve gramer bilmekten öte, yaygın olarak kullanılan kalıp ifadeleri bilmeyi gerektirir. Bu ifadeler, ana dili İngilizce olan kişilerin günlük konuşmalarında sıkça karşınıza çıkar ve bunları kullanmak, İngilizcenizi bir üst seviyeye taşımanıza yardımcı olur.

İşte herkesin bilmesi gereken 20 yaygın İngilizce ifade:


Günlük Sohbet ve Karşılıklı İletişim İçin İfadeler

  1. What’s up? (Ne haber?)
    • Kullanım: “Hello” veya “How are you?” yerine kullanılan, daha samimi ve gündelik bir selamlaşma ifadesidir.
    • Örnek: “Hey, what’s up? Long time no see!”
  2. It’s up to you. (Karar sana kalmış.)
    • Kullanım: Bir konuda karar verme yetkisini karşı tarafa bırakırken kullanılır.
    • Örnek: “I don’t mind. The choice is up to you.”
  3. Take it easy. (Sakin ol. Rahatına bak.)
    • Kullanım: Birini rahatlatmak veya ayrılırken “Hoşça kal” anlamında kullanılır.
    • Örnek: “Don’t stress about the exam. Just take it easy.”
  4. Long time no see! (Görüşmeyeli uzun zaman oldu!)
    • Kullanım: Uzun süredir görmediğiniz bir arkadaşınızla karşılaşınca söylenir.
    • Örnek: “Wow, John! Long time no see! How have you been?”
Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

Duyguları ve Durumları İfade Etmek İçin İfadeler

  1. I’m on cloud nine. (Çok mutluyum.)
    • Kullanım: Çok mutlu, sevinçli veya coşkulu hissettiğinizi belirtirken kullanılır.
    • Örnek: “I passed my driving test, so I’m on cloud nine!”
  2. To feel under the weather. (Kendini hasta hissetmek.)
    • Kullanım: Hafif bir hastalık veya halsizlik hissettiğinizi belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “I’m not coming to the party tonight. I feel a bit under the weather.”
  3. To be on the same page. (Anlaşmak. Aynı fikirde olmak.)
    • Kullanım: Bir konuda fikir birliğine vardığınızı veya aynı şeyleri düşündüğünüzü ifade eder.
    • Örnek: “Let’s review the plan to make sure we’re on the same page.”
  4. Piece of cake. (Çok kolay.)
    • Kullanım: Bir işin veya görevin çok kolay olduğunu, hiç zorlanmadığınızı belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “I finished the assignment in ten minutes. It was a piece of cake.”
Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

İş ve Eğitimde Kullanılan İfadeler

  1. To get along with someone. (Biriyle iyi anlaşmak.)
    • Kullanım: Birisiyle aranızın iyi olduğunu, iyi geçindiğinizi belirtirken kullanılır.
    • Örnek: “I get along with my coworkers very well.”
  2. To make sense. (Mantıklı gelmek. Anlamlı olmak.)
    • Kullanım: Bir şeyin mantıklı olduğunu, anlam ifade ettiğini belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “Your explanation really makes sense now. Thank you!”
  3. To be on a budget. (Kısıtlı bir bütçeye sahip olmak.)
    • Kullanım: Para konusunda kısıtlı olduğunuzu ve dikkatli harcama yapmanız gerektiğini belirtirken kullanılır.
    • Örnek: “I can’t go to that restaurant. I’m on a tight budget.”
  4. To break a leg. (Şans dilemek. İyi şanslar.)
    • Kullanım: Genellikle sahneye çıkan birine veya önemli bir sınava girecek birine iyi şanslar dilemek için kullanılır.
    • Örnek: “You have your big presentation today. Break a leg!”
Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

Herkesin Bilmesi Gereken 20 Yaygın İngilizce İfade

Konuşma Akışını Sağlamak İçin İfadeler

  1. All of a sudden. (Birdenbire. Aniden.)
    • Kullanım: Beklenmedik bir olayı anlatırken kullanılır.
    • Örnek: “We were watching TV, and all of a sudden, the power went out.”
  2. To hang out. (Takılmak. Birlikte vakit geçirmek.)
    • Kullanım: Arkadaşlarla rahat bir şekilde, amaçsızca vakit geçirmek anlamında kullanılır.
    • Örnek: “Do you want to hang out at the park this afternoon?”
  3. To lose one’s mind. (Çıldırmak. Aklını kaçırmak.)
    • Kullanım: Bir duruma çok sinirlendiğinizi veya şaşırdığınızı ifade etmek için kullanılır.
    • Örnek: “I’m going to lose my mind if I have to listen to that song one more time.”
  4. To be broke. (Beş parasız olmak. Meteliksiz kalmak.)
    • Kullanım: Hiç parası kalmadığını, parasız olduğunu belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “Can you lend me ten dollars? I’m totally broke until payday.”
  5. To get the hang of something. (Bir şeyin inceliğini kavramak.)
    • Kullanım: Bir işi veya beceriyi pratik yaparak öğrenmeye başladığınızı belirtir.
    • Örnek: “I was terrible at first, but I’m finally starting to get the hang of playing the guitar.”
  6. To be out of the question. (Mümkün değil. Söz konusu bile olamaz.)
    • Kullanım: Bir şeyin imkânsız veya kabul edilemez olduğunu belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “Skiing without a helmet is out of the question.”
  7. To hit the road. (Yola koyulmak.)
    • Kullanım: Yola çıkma veya bir yerden ayrılma zamanının geldiğini belirtmek için kullanılır.
    • Örnek: “It’s getting late. We should probably hit the road.”
  8. To call it a day. (Bugünlük bu kadar demek. İşi bitirmek.)
    • Kullanım: Bir işi veya etkinliği o gün için bitirmeye karar vermek anlamında kullanılır.
    • Örnek: “I’m tired. Let’s call it a day and finish the rest tomorrow.”

Elmadil “Edindikçe Kızarır”

Sevgili anne ve babalar Elmadil’i çocuğunuz için “uzun vadeli ve çözüm odaklı” bir İngilizce eğitimi planlıyorsanız tercih ediniz.

Elmadil bir “çocuk kulübü” ya da “yaz kursu” niteliğinde değildir. Bu tür faaliyetler için bu nitelikteki eğitim kurumlarını tercih etmeniz sizin için daha doğru olacaktır.

Her gün saat 11.00 ile 15.00 arası 0 850 307 ELMA (3562) iletişim hattımızı arayarak yöneticilerimiz ya da nöbetçi öğretmenlerimizle görüşebilir günlük duyurularımızı resmi X hesabımız ElmadilOnX‘den takip edebilirsiniz.

Elmadil 5 yaşında kuruluş: 17 Temmuz 2020 (Marka tescil başvurumuz) / MEB onay tarihimiz: 8 Ocak 2021

Çocuklar için Online İngilizce Kursu Elmadil “Edindikçe Kızarır”